SÜLEYMAN FAYDALI

Kur’an ı kerimden istifade edenler, fıtratı bozulmamış hakikati arayanlar, ona inanıp teslim olan müminlerdir.
Doğruyu bulmaya odaklanmış, doğru nereden gelirse gelsin ona kulak veren insanlar, hele de Yüce Allah ın hidayeti onlara ulaşınca kulak verip dinlerler. O sözün güzelliği onların kalbini yumuşatır. Gözlerinden yaş akar ve hakka teslim olurlar. Şu ayette bahsedildiği gibi :
"Resule indirileni duydukları zaman, tanış çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki, Rabbimiz! İman ettik bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz" (Maide suresi 83.ayet)
O yüce gerçeğe teslim olanlarında tavrı şöyledir.
"Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah ın ayetleri okunduğu zaman imanları artan ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir. (Enfal suresi 2.ayet)
" Onlar öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer; başlarına gelene sabrederler, namazı kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Allah yolunda) harcarlar." (Hac suresi 35.ayet)
O kitap (Kur’an ı kerim) kafirlerin ise ancak hüsranını artırır. Onlar Kur’an ı kerime karşı peşin fikirli olanlardır. Onu okumadan, dinlemeden, anlamadan peşinen reddetmişlerdir. Kur’an ayetlerini duydukça kinleri artar, duymamak için adeta kulaklarını tıkarlar.
İçine düşmüş oldukları durum, işlemiş oldukları cürümler, menfaatlerinin ellerinden gideceği endişesi, sınır tanımaz özgürlük takıntısı ve bu özgürlüğün ellerinden gideceği korkusu hakikati bulmalarının önünde en büyük engeldir. İşte böylelerinin Allah ın ayetlerini duymaya bile tahammülleri yoktur. Allah, Peygamber, kitap, ölüm, ahiret, hesap kelimelerini asla duymak bile istemezler. Bu kavramlar onların kin ve nefretini yani küfrünü iyice artırır.
Şöyle bir misalle anlatalım.
Güneş; gül yağına vurunca ondan gül kokusu yayılır. Mümin ve hakikati arayan insan gül yağı gibidir. Kur’an ı kerim onu daha da aydınlatır. Basireti, feraseti artar. Kalbi daha da yumuşar, adeta iyilik sembolü olur.
Güneş; pisliğin üzerine vurursa etrafa kötü koku yayılır. Kafir pislik misalidir. Şu ayet bunu açıklıyor:
"Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yıldan sonra Mescid i Haram'a yaklaşmasınlar. (Tevbe suresi 28.ayet)
Onlara Kur’an okununca kin ve nefretleri artar. Onu duymamak için adeta kulaklarını tıkarlar. Onun emirlerine karşı düşman olurlar. O anlaşılmasın diye ellerinden gelen her türlü engellemeyi yaparlar. Onun nehyettikletini yapmaktan adeta zevk alırlar.
Tarihte örneği çok olduğu gibi günümüzde de bu tip kafirler çoktur.
-İçki içerler açıktan
-Zina yaparlar açıktan
-Alabildiğine soyunurlar, tesettür düşmanıdırlar.
-Tesettürü görünce adeta kırmızı görmüş boğa gibi saldırırlar.
-Kumar, hayatlarının ayrılmaz bir parçasıdır.
-Ezandan, camiden rahatsız olurlar.
-Hayır kuruluşlarını sevmezler, her türlü hayra engel olurlar.
Allah'ın haram kıldıklarını aleni yapmaktan zevk aldıkları gibi bu haramlarla mücadele edenleri asla sevmezler. Onların şahsında asıl düşmanlıkları Allah'a ve O'nun Peygamberinedir.
Şu iki ayet meali ile konuyu sonlandırayım :
"Biz Kur’an dan öyle bir şey indiriyoruz ki, müminler için şifa ve rahmettir. Zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır" (İsra suresi 82.ayet)
"Sizi yeryüzünde halifeler yapan O'dur. Onun için kim inkar ederse, inkarı kendi zararınadır. Kafirlerin küfrü Rableri katında kendileri için ancak gazabı artırır. Kafirlerin küfrü, kendilerine ziyandan başka bir şey getirmez." (Fâtır suresi 39.ayet)
Rabbim, sözü dinleyip en güzeline tabi olan basiretli ve ferasetli müminlerden olmayı cümlemize nasip eylesin.
Selam ve dua ile.
Süleyman FAYDALI