- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 03 Aralık 2024, Salı 0:05
- 34 kez okundu
Bakmak gözün tabii görevidir. Fiziki olarak cismi görür lakin görmek daha farklıdır. Görmek derinliği ifade eder. Görmek bir şuur faaliyetidir. Bakışta geçicilik görüşte seçicilik vardır.
Bakma sadece gözle olur. Görmek gözün dışında akıl ve kalbin devreye girmesi ile gerçekleşir.
Bakmak en fazla tanımakla, görmek anlayıp kavramakla sonuçlanır. Bakmak tanımaktır, görmek yaşamaktır. Bakınca kenarından tutarız. Gerçeği görünce iki elle gerekirse dört elle sarılırız. Herkes bakar fakat herkes göremez. Bakar körler vardır.
Bakmakla görmek arasındaki fark nedir diye sormuşlar Mevlânâ ya, şöyle cevaplamış: Senin baktığına herkes bakıyor, ama ya görebildiğini herkes görebiliyor mu?
Farkı farketmek görmekle mümkündür. Farkı fark edemeyene bu nedenle bakar kör denir.
Kusura bakılır mı, evet bakılır. Kusura bakılır ama kusur görülmez. Bu ahlaka taalluk eden bir meseledir.
Varlıklara ibret gözü ile bakmak, var oluşunu, sebep ve hikmetini anlamaya çalışmak, var edeni anlamak ve O'na hayranlığı dile getirip teşekkür edebilmek varlığın hakikatini görmekle mümkündür.
Rabbimizin şu ayeti bu gerçeği bildiriyor.
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklı selim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır."
"Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakitte) Allah ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler. ( Ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşa yaratmadın, Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru "(Al-i İmran suresi 190-191)
Varlığa bakarken eser ve müessir ilişkisini düşünmek ve asıl müessiri yani sanatkarı görmek, şuurlu ve şümullü bir anlayış ve kavrayışla mümkündür.
Gece yıldızları seyreden İbrahim as ın gördüğünü görebilmek ve varlığına hayran olduğu yıldızlara, aya ve güneşe önce: işte budur benim Rabbim, deyip, daha sonra onların battığını görünce" Batanları sevmem " dediği gibi hakikate vakıf olmaktır.
İbrahim as ın, eşyanın hakikatini görmesi ve onları tanrı edinmenin bir sapıklık olduğunu idrak edip, asıl onları yaradan Yüce Allah a yönelmesi Kur'an ı Kerim'de şöyle anlatılıyor.
"İbrahim babası Azer e: Bir takım putları tanrılar mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni de kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum, demişti."
" Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim e göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk."
" Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü. Rabb'im budur, dedi. Yıldız batınca, batanları sevmem dedi."
"Ayı doğarken görünce, Rabbim budur, dedi. O da batınca, Rabbim bana doğru yolu göstermezse elbette yoldan sapan topluluklardan olurum, dedi."
"Güneşi doğarken görünce de, Rabbim budur, zira bu daha büyük,dedi. O da batınca, dedi ki: ey kavmin! Ben sizin ( Allah a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım."
" Ben Hanif olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaradan Allah a çevirdim, ve ben müşriklerden değilim." (En'am suresi 74-79.ayetler.)
İbrahim as ın tüm çağlara ve zamanlara hitap eden şu çağrısı da bizim için numune i imtisaldir.
" Bir zamanlar o babasına dedi ki: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin taparsın. (Meryem 42)
Sadece bakan ve hakikati görmeyen inkârcı bakışa Firavun da bir ibrettir.
"Firavun: Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilah tanımıyorum. Ey Haman! Haydi Benim için çamur üzerine ateş yak, bana bir kule yap ki, Musa nın tanrısına çıkayım, ama sanıyorum, o mutlak yalan söyleyenlerdendir, dedi"( Kasas 38)
Bakar körlerdendi, fiziki gözüyle tanrıyı göklerde arıyordu.
Geçen yirminci asrın içinde uzaya giden bir astronot, uzay gezisi dönüşünde: " tanrının sonsuz ve sınırsız gücüne şahit oldum" diyerek bir hakikati vurguluyor ve asıl görmenin mana alemi ile alakalı olduğuna işaret ediyordu.
Yine bir başka, kalp gözü kapalı, inkârcı bir astronot da: " Uzayı gezdim tanrıyı hiçbir yerde göremedim" diyerek sadece öküzün trene baktığı gibi baktığını ve mana aleminden yoksun olduğunu göstermiş oluyordu.
Selâm ve dua ile.
Süleyman Faydalı
25/08/2023
MAKALEYE YORUM YAZIN
-
29.12.2024 İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ŞEYTANIN İNSANLIĞA DAYATMASI
-
12.12.2024 ADALET VE GÜÇ
-
05.12.2024 GÜNÜMÜZ DÜNYASINDA KADIN ERKEK İLİŞKİLERİ VE İSLAMİ YAKLAŞIM
-
21.11.2024 DÜŞÜNCE AŞAMASI
-
20.11.2024 VEREN EL OLABİLMEK
-
20.11.2024 VURDUM DUYMAZ TAVRIMIZ
-
20.11.2024 AHLAKİ YOZLAŞMA
-
08.11.2024 KATİL İSRAİL ALÇAKLIĞINI SÜRDÜRÜYOR
-
01.11.2024 TARİH BİLİNCİ VE HAKKI ÜSTÜN TUTMAK