Yeni Fetih, Yeni Fetih Gazetesi,

Türkiye'nin ve İslam Dünyası'nın Güvenilir Haber Sitesi

  • Dolar
  • Euro
  • GR ALTIN
  • ÇEYREK

  • 21 Kasım 2024, Perşembe 17:11
SÜLEYMANFAYDALI

SÜLEYMAN FAYDALI

DÜŞÜNCE AŞAMASI

İnsanların birbirini eleştirmesi gayet normal bir davranıştır. Bundan asla gocunmamak bilakis memnun olmak gerekir. Sizi eleştiren insan, sizi dinlediğinin, anladığının veya yanlış anladığının bir işareti olarak bir tepki veriyor. Eleştirmeyen, soru sormayan bir tepki vermeyen insanların sizi dinleyip, anlayıp veya anlamadığından nasıl emin olabilirsiniz.
Şayet eleştiri sizi anlamaya ve doğruyu bulmaya yönelik olursa bunun adı gerçekten eleştiri olur. Çünkü eleştiri elemekten türeyen bir kelimedir. Elemek güzeldir. İşe yarayıp yaramayanı birbirinden ayırır. Eleştiri, yürüyen insana yürüyüşünde, istikametinde görülen yanlışları veya yanlış zannedilenleri söyleyerek, ona doğru adresi göstererek adrese çabuk varmasını sağlama çabasıdır. Onun yürüyüşüne çelme atma ve engel olma çabası değildir.
Elbette eleştirinin güzel ve olumlu yapılabilmesi için bilmeye ve eleştirdiği konuyla ilgili malumata ihtiyaç vardır. Bilgisizce yapılan müdâheleler eleştiri değildir. Birilerinin dolduruşuna gelmektir. Doğruyu söylemek yerine hakarete varan ithamlarda bulunmaktır. Bu tür davranış bilgisiz ve cahil toplumların işidir. 
Müslüman;  okuyan ve düşünen insan olmak zorundadır. Yüce Allah insana akıl ve irade vermiş ayrıca onu en büyük nimet olarak vahiyle desteklemiştir. Aklını ve iradesini kullanmayan insanın, insan dışı varlıklardan ne farkı kalır. Sürekli okuyan ve okuduğu kitapların en başına da Kur an-ı koyan, diğer okuduklarını kur an süzgecinden geçiren insan, daima gelişir, güzel bir bakış açısı kazanır. Yani Kur an basiretine sahip olur. Meselelere Allah ın nuruyla bakar. Görüş beyan etmede ve eleştirilerde ölçülü ve insaflı olur. Yüce Peygamberin (SAV)in ‘’ Müslümanın  basiretinden korkun, zira o meselelere Allah ın nuruyla bakar’’ hadisindeki kast ettiği Müslüman bu olsa gerek. Okumayan ve kendisini geliştirme konusunda çabası olmayan insanlar, güdülmeye hazır insanlardır. Her an aldatılabilir, birilerinin tuzağına düşebilirler.
İslam: Müslümanı; çobanı tarafından ne tarafa sürülürse o tarafa giden, çobanın keyfine uyan, boyun eğen bir hayvan sürüsünün üyesi  durumuna düşmesini istemiyor. Çünkü Yüce Allah Enfal suresi 42. Ayetin sonunda ‘’ yaşayan bir delille yaşasın, helak olanda bir delille helak olsun’’ buyuruyor. Ayrıca şu ayetleri de hatırlatmak isterim.
‘’Şüphesiz Allah katında hayvanların en kötüsü, akletmeyen sağırlar ve dilsizlerdir.’’ (enfal suresi 22.ayaet)
‘’O, akıllarını kullanmayanların üzerine (maddi ve manevi) pislikler yağdırır.’’ (yunus suresi 100.ayet)
‘’Alınızı kullanmıyor musunuz?’’ (bakara suresi44.ayaet)
‘’Siz hiç düşünmez misiniz?’’( Al-i İmran suresi 65.ayet) gibi ayetler Müslüman ı düşünmeye, akletmeye, iradesini ve aklını daima canlı tutmaya teşvik ediyor. 
Toplum olarak Kur an ı sadece sevap kitabı konumuna indirgemişiz. Sorumlu olduğumuz kitabı anlamak ve hayatımızı ona göre düzene koymak, yanlışlardan kurtulmak yerine, kur an dışı kaynaklar kur an ın önüne geçmiş. Onlara toz kondurmuyoruz. Sıra Kur an a gelince; Onu biz anlayamayız, Onun her kelimesinin yüzlerce anlamı var. Biz Onu nasıl anlayabiliriz? Gibi garip bir düşünce geliştirmişiz. Haşa sanki Yüce Allah kulunu, çelişkiler içinde kalsın, anlayamasın, zorlansın, okumasın, sonra da ben ona gününü göstereyim diye muamma bir kitap göndermiş. 
O yüce kitabı ‘’mehcur’’ (terk edilmiş) durumda bırakmışız. Bu gün Kur an okuyan yüzlerce hafızımız var fakat anlamak ve anlatmak için hiçbir çabaları yok. Sadece hatim indirmekle meşguller. Hatim indirme yarışları var.
Hatta paylaşarak hatimler indiriyorlar. Hatim siparişleri var. Fakat anlama çabaları yoktur. Bu tür okumalar Kur an ın indiriliş amacına ne kadar uygundur sorgulamak gerekmez mi?
Değerli kardeşlerim! Kur an bize yeniden hayat versin diyorsak, bunun yolu onu anlamaktan ve yaşamaktan geçer. Sorumlu olduğumuz kitabı günlük okuduğumuz kitap haline getirmeliyiz. Onu anlayamayız düşüncesini bir tarafa bırakmalıyız. Anlayanlar, anlama çabası olanlardır. ‘’Yanlış yaparım, hata yaparım’’ korkusuyla ondan uzak duranlar elbette anlayamazlar. Anlama çabası içinde olanlar, yanlışta yapsalar günah değil sevap kazanırlar. Bu çabalar sonunda hatalar en aza iner. 
Yüce Allah bizleri Kur an ı anlamak için emek veren ve kendine Kur an a göre ayar çeken kullarından eylesin. Selâm ve dua ile.
Süleyman Faydalı


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yukarı çık