- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 19 Şubat 2025, Çarşamba 10:26
- 148 kez okundu
Geçtiğimiz haftanın en ilginç gelişmesi şüphesiz ki şimdiye kadar mütemadiyen bir siyasi aktör gibi davranan TÜSİAD’ın, gürültülü bir şekilde ortaya çıkması idi…
‘Patronlar Kulübü’ de denen bu yapı Türk siyaset tarihinin en netameli dönemlerinden birisi olan 71 Muhtırası’nın hemen ardından kuruldu.
Türkiye’nin en zengin 12 iş adamının bir araya gelerek ihdas ettikleri bu muhataralı dernek, sürekli olarak puslu havaları kolladı ve siyaset üzerinde etkili bir konum elde etti.
Öyle ki yayınladığı bildirilerle ‘hükûmet deviren’, bilahare verdiği destekle de ‘hükûmet kuran’ bir yapıya dönüştü.
12 Eylül Darbesi sonrasında CHP dâhil bütün partiler, bütün dernekler ve vakıflar kapatılırken; kapatılmayan yegâne dernek işbu TÜSİAD idi…
İşte, bu denli arkası karanlık ve netameli bir yapı…
TÜSİAD için rahatlıkla ‘uluslararası sermayenin Türkiye şubesi’ diyebiliriz zira küresel sermaye ne zaman bir hükûmeti hedef gösterse çok kısa bir süre sonra TÜSİAD, o meşhur bildirilerinden birisiyle arzıendam eder ve kargaşanın fitilini ateşler.
İşin ilginç tarafı, bunları, Türkiye’nin lehine olan herhangi bir gelişme esnasında ortalarda göremezsiniz.
Bilakis ne zaman sıkıntılı bir süreç yaşansa TÜSİAD anında orada biter…
Hatırlanacağı üzere ‘sivil anayasa’ dendiğinde mangalda kül bırakmayan TÜSİAD, darbe anayasasının değiştirilmesinin söz konusu olduğu referanduma tek kelimeyle olsun destek vermeyi gündemine bile almamıştı.
Buna mukabil, Türkiye’ye trilyonlarca dolara mal olan ‘Gezi’ kalkışmasına tüm gücüyle omuz verdi.
Düşünün, memleketin en kallavi kapitalistleri, İstanbul’u cehenneme çeviren komünist ve terörist oluşumlarla omuz omuzaydı âdeta…
İşte arkası karanlık bu yapı, geçtiğimiz günlerde, ‘bayram değil, seyran değil’ misali bir kez daha baş çıkardı.
Bir siyasi parti edasıyla basının önüne çıkıp hükûmeti ve yargıyı doğrudan hedef tahtasına koydu.
Bunu yaparken de yasalara göre alenen suç işlemiş kimseler ile terör destekçilerini açık açık savundu.
Asrın felaketinde yardım amaçlı tek bir çivi bile çakmayan bu yapının asıl maksadı üzüm yemek değil, bağcı dövmekti elbette…
Bunu, sunum için hazırladıkları kitapçıkta övdükleri ekonomik gelişmeleri sözlü anlatımda es geçip suçluları ve teröristleri can havliyle desteklemelerinden anlıyoruz tabii ki.
Peki, şimdiye kadar sessiz kalan patronlar, neden doğrudan doğruya iktidarı ve yargıyı hedef alma ihtiyacı duymuşlardı?
Bu sorunun cevabı çok açık bence…
Siyasi hayatı artık pamuk ipliğine bağlı olan Ekrem İmamoğlu’na son bir gayretle sahip çıkabilmek için!..
Ne mi demek istiyorum?
Şunu…
TÜSİAD aslında bir nevi ön almaya çalışıyor…
Hakkında açılan davalar, yolsuzluklar ve ‘sahte diploma’ iddiaları nedeniyle İmamoğlu’nun siyaset dışı kalması artık kuvvetle muhtemel!..
Özellikle de diplomasının yasal bir dayanağının olmadığı yönündeki iddialar öylesine güçlü ki bu husus İmamoğlu’nun ve tabiatıyla onu destekleyen TÜSİAD ve benzeri yapıların âdeta kâbusu olmuş durumda…
Zira İmamoğlu’nun, davalar nedeniyle değil de cumhurbaşkanlığı adaylığı için gerek şart olan ‘üniversite diploması’ meselesi yüzünden aday olamayacağı kesinleşince, neredeyse 10 yıldan fazla bir zamandan beridir itinayla yürüttükleri proje bir anda çöpe dönüşecektir.
İşte bu yüzden İmamoğlu, genel başkan yaptığı Özgür Özel’i, CHP’nin cumhurbaşkanı adayını şimdiden belirlemeye zorlamıştır.
Çünkü acelesi var ve hukuk yakasına yapışmadan bu ünvanı almak istiyor.
TÜSİAD’ın da bir emrivakiyle sahaya sürülmesinin arka planında bu hakikat var!
Ne ki; artık mızrak çuvala sığmıyor ve tehlike çanları İmamoğlu ile birlikte tüm destekçileri için çalıyor.
Şu bir gerçek ki ‘para mukabili delege satın alma’ iddialarıyla mahkemelik olmuş bir partinin muhtemel adayı için bu durum, sondan bir önceki aşamanın ta kendisidir!
Evet, TÜSİAD, şimdiye kadar üyelerinin firmaları üzerinden yaptığı fahiş zamlarla ülke ekonomisinin dengesini bozarak İmamoğlu’na destek veriyordu lâkin bu yetmedi ve aleni olarak ortaya çıkmak zorunda kaldı.
Bu çıkışın asıl sebebi ise İmamoğlu’nu ipten almak…
MAKALEYE YORUM YAZIN
