- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 20 Aralık 2021, Pazartesi 17:11
- 657 kez okundu
Geçtiğimiz hafta sonu Antalya HUDER Şube Başkanlığı tarafından organize edilen “Kent ve Hukuk “Sempozyumuna katıldık. Çok farklı ve çok güzel sunumlar yapıldı.Emeği geçenlere başta Antalya HUDER Başkanımız Av. Osman Zeki Özcan olmak üzere teşekkür ederiz.
Bugün ben sizlere sunumlardan birini gerçekleştiren değerli hukukçu, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti önceki dönem Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Salih Murat Beyefendi ve sunumundan bahsetmek istiyorum.
Salih Murat, hemşerisi Yahya Kemal Beyatlı merhumun; “Bursa’nın devamı dediği Üsküp” ten. Hukukçu,Avukat, kendi deyimi ile Türkiye dışında yaşayan Türkler arasında ilk K. Makedonya Anayasa Mahkemesi’nin üyesi ve önceki başkanı. Daha altı ay önce bitmiş görevi… Evlad-ı Fatihan,Naif,Nazif bir beyefendi. Kültürü ile makamı ile mütevaziliği bir arada harmanlamış müstesna bir şahsiyet.
Salih Murat Bey, birçok ders ve örnek alacağımız konu ve uygulamalardan bahsetti ama zaman ve yer nedeni ile sadece iki konudaki söylemini mealen size aktarmak istiyorum. Birincisi çok kültürlülük üzerine söylediği dikkat çeken sözleri…
“ Bizler Rumeli’de (Balkanlar) İslam olmayan topluluklarla iç içe yaşamaktayız.Hatta bir tarafımızda Ortadoks kültürü ve devletler diğer tarafımızda Katolik kültürü ve inançları olan bir topraktayız. Yıllardır Rumeli’de Avrupalılar kendi mutluluklarını bizim acılarımız üzerinden kurdular.Çok uğraştılar, ancak ne bizi yok etmeyi ne de göç ettirmeyi başarabildiler. Çünkü Rumeli’de yaşayan tüm azınlıklar olarak entegrasyona evet biz de istiyoruz ama asimilasyonu asla…
Bugün Avrupa bizim değerlerimizi bir yere bırakıp değersiz Avrupa’ya girmemizi istemektedir. Oysa Makedonya’da biz farklı bir şeyi başardık yıllardır birlikte yaşamamızdan dolayı birbirimizle diyalog kurduk konuştuk hukuku birlikte oluşturduk, şimdi mutluyuz.
Makedonya anayasamıza bir kural koyduk tüm milli ve dini gruplar olarak ”DEJENERE OLMADAN HAKÇA TEMSİL” ilkemizi yerleştirdik. Tavizsiz uyguladık uyguluyoruz. Din ve vicdan hürriyeti ile ilgili kurumlar kurduk. Örneğin Müslümanlar için Meşihat kurumunu kurduk Makedonya İslâm Meşihatı Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığına benzer bir kuruluş, bir teşkilat… Ancak din ve vicdan hürriyetini bütün toplumlar için tavizsiz uyguluyor bu kurum…
Ombudsmanlık kurumu çok kültür ve dilin asimile olmaması ve birlikte yaşamaları için raporları ile yardımcı olur. Çokluğun ahenginin bozulmamasını sağlar. Hukuk uygulamaları ile de hiçbir din ya da millet mensubu diğerine karşı ayrıcalık, üstünlük kazanamaz. Uygulamalarda da anayasaya hukuka ve temel anlaşmalara uygun davranıldığı için toplumumuzda bir çatışma yaşanmamaktadır.
Bu kurum ve uygulamalar neticesinde hiçbir etnik ya da dini grup Makedonya’dan ayrılmayı ya da aleyhine çalışmayı düşünmez.
İkinci önemli konu ise Türkiye’nin Balkanlardaki yeri ve diyalog üzerine söylediği sözlerdi….
”Bizim Rumeli’de Müslüman olsun gayrimüslim olsun herkes Türkiye’ye güvenir. Güçlü bir Türkiye olursa güçlü bir Balkanlar, Avrupa ve huzurlu bir dünya olur. Ne zaman Türkiye gücünü kaybederse ilk eziyet Balkanlarda bize ve diğer Osmanlıdan kalanlarla başlar.
Bugün Balkanlarla birçok ülke ilgilenir. Birçoğunun soydaşı burada yaşar. Türkiye Balkanların en aktif devletlerinden biridir. Balkanlarda bulunan 12 devletin tamamında büyükelçiliği , TİKA’sı, Maarif Vakfı, Yunus Emre Derneği, Halk bankası ile var. Tüm devletler ile dosthane ilişkileri var. Kültürel, ekonomik, siyasi, yargısal, ilişkileri var ve unutulmamalı ki Balkanlardaki 12 devletin dördünde Müslüman kültür birinci, diğer sekizinde ise ikinci büyük kültürdür. Bu nedenle Türkiye Balkanlarda vardır daha da çok olmalıdır. Siyasal diplomasi ile olmalıdır , kültür diplomasisi ile olmalıdır, yargı diplomasisi ile olmalıdır, ticaret ve sanayi diplomasisi ile olmalıdır,turizm diplomasisi ile olmalıdır.Ve ülkeler ile yaptığı anlaşmalarında Müslüman varlığın bu etkinliğini hep dikkate almalıdır.
Makedonya’da iki şey için dua edilir: birincisi Allah rızası için ikincisi ana devletin bekası içindir.
MAKALEYE YORUM YAZIN
-
17.09.2023 AHİLİK
-
31.03.2022 BEYAZ ADAM PARANIN YENİLEMEYEN BİRŞEY OLDUĞUNU ANLAYACAK
-
15.03.2022 FİLLER TEPİŞİRKEN ÇİĞNENEN ÇAYIR...UKRAYNA…
-
08.03.2022 KENT, DİL VE TARİH
-
01.03.2022 KENT VE HUKUK(2)
-
23.02.2022 KENT VE HUKUK(1)
-
14.02.2022 KENT VE KİMLİK
-
10.01.2022 TENCERE DİBİN KARA, SENİNKİ BENDEN KARA
-
28.12.2021 YENİ EKONOMİK POLİTİKA (2)
-
13.12.2021 HİLFÜ’l-FUDÛL
-
25.10.2021 TESADÜF DİYE BİR ŞEY YOKTUR!..
-
18.10.2021 DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
-
12.10.2021 KENT MEYDANINDAKİ ÇADIR TIYATROSU
-
12.10.2021 YANGIN VAR!...
-
06.10.2021 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE PARİS SÖZLEŞMESİ
-
27.09.2021 "TÜRKİYE SADECE TÜRKLERE BIRAKILMAYACAK KADAR ÖNEMLİDİR!.."
-
21.09.2021 “ŞEREFÜ'L MEKÂN Bİ'L MEKÎN”
-
14.09.2021 AHİLİK
-
06.09.2021 TOPLUMSAL BARIŞ VE MEDİNE SÖZLEŞMESİ
-
15.08.2021 AMAN HA GENÇLER AMAN HA!... BİZ NELER YAŞADIK!....
-
09.08.2021 "TÜFENK İCAT OLDU, MERTLİK BOZULDU!.."
-
23.07.2021 LİYAKAT Mİ? SADAKAT Mİ?