Ahmet Turak

Türkiye Tarihi Kararını verirken kaçamak yollardan cevap vermeye ne gerek var.

اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ

"Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü" de ve Hayata yeniden  başla...

“Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve yine şahitlik ederim ki Muhammed (s.a.v) O’nun kulu ve rasûlüdür”

 

Peygamberimiz (S.A.V ) Efendimiz, "

“Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” (bk. Muvatta, Husnü'l Halk, 8; Müsned, 2/381) hadisine gelince: 

Her Sahada Ahlaklı Nesiller yetiştirmek durumundayız.

Dünyaya Safımızı belli etmeye geldik. Allahın Dinine Hizmet edeni Allah Yüceltir

Küçük bir böcek, minnacık ağzına bir miktar su almış ve yola düşmüş.

Sormuşlar: Nereye?

Demiş: Nemrut ve avanesi İbrahim aleyhisselamı ateşe atmışlar; onu söndürmeye gidiyorum.

Demişler: Senin bu suyun İbrahim’in ateşine tesir etmez.

Demiş: Olsun, onu ben de biliyorum. Ancak tarafım belli olsun istedim. Ben İbrahim’in tarafındayım.

Rabbim cümlemizi batılla saf tutmaktan muhafaza buyursun.

Amin!

بسم الله الرحمن الرحيم

بَلْ مَتَّعْتُ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ وَاٰبَٓاءَهُمْ حَتّٰى جَٓاءَهُمُ الْحَقُّ وَرَسُولٌ مُبٖينٌ 

﴿٢٩﴾

وَلَمَّا جَٓاءَهُمُ الْحَقُّ قَالُوا هٰذَا سِحْرٌ وَاِنَّا بِهٖ كَافِرُونَ 

﴿٣٠﴾

وَقَالُوا لَوْلَا نُزِّلَ هٰذَا الْقُرْاٰنُ عَلٰى رَجُلٍ مِنَ الْقَرْيَتَيْنِ عَظٖيمٍ 

﴿٣١﴾

اَهُمْ يَقْسِمُونَ رَحْمَتَ رَبِّكَؕ نَحْنُ قَسَمْنَا بَيْنَهُمْ مَعٖيشَتَهُمْ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَرَفَعْنَا بَعْضَهُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُمْ بَعْضاً سُخْرِياًّؕ وَرَحْمَتُ رَبِّكَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ 

﴿٣٢﴾

وَلَوْلَٓا اَنْ يَكُونَ النَّاسُ اُمَّةً وَاحِدَةً لَجَعَلْنَا لِمَنْ يَكْفُرُ بِالرَّحْمٰنِ لِبُيُوتِهِمْ سُقُفاً مِنْ فِضَّةٍ وَمَعَارِجَ عَلَيْهَا يَظْهَرُونَۙ 

﴿٣٣﴾

وَلِبُيُوتِهِمْ اَبْوَاباً وَسُرُراً عَلَيْهَا يَتَّكِؤُ۫نَۙ 

﴿٣٤﴾

وَزُخْرُفاًؕ وَاِنْ كُلُّ ذٰلِكَ لَمَّا مَتَاعُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاؕ وَالْاٰخِرَةُ عِنْدَ رَبِّكَ لِلْمُتَّقٖينَࣖ 

﴿٣٥﴾

Ayette Mealen;"

 Bunları ve atalarını ise gerçeğin bilgisi (Kur’an) ve aydınlatıcı elçi gelinceye kadar dünya nimetlerinden yararlandırıp yaşattım.

 Gerçeğin bilgisi gelince, “Bu bir büyü, biz bunu kabul etmiyoruz” dediler.

 “Bu Kur’an, şu iki şehirden büyük bir kişiye indirilseydi ya!” diye de eklediler.

 Rabbinin rahmetini paylaştırmak onlara mı düşmüş? Dünya hayatında onların geçimliklerini biz paylaştırdık. Bir kısmı diğerini istihdam etsin diye kimini kiminden derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdiklerinden daha hayırlıdır.

Şayet İnsanların küfürde birleşmiş bir tek ümmet olması (tehlikesi) bulunmasaydı. Rahman'ı inkar edenlerin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri gümüşten yapardık"

"Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık)

"Ve onları zinetlere boğardık. Bütün bunlar  sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise, Rabbinin katında, Allah'ın azabından sakınıp Rahmetine sığınanlara mahsustur". (Zuhruf Süresi 29,30,31,32,33,34,35)

 

Hepimiz Faniyiz çok kısa bir süre sonra gözlerimizi Ebedi Aleme tekrar diriltilmek üzere yumacağız, Hesabı verebilenlerden olmak ümidi ile..

Alimler Birliğininin Açıklamaları ile hala safını seçemeyenlere kapak olsun.

Rabbim Yüzyıllardır Malazgirt'ten Anadolu'ya, Selçuklu'dan Osmanlı'ya ve Türkiye olarak Kısa Fetret dönemleri yaşasakta İslamiyet ile Şeref bulmuş bu necip milletimizi ve İslam'ın Hizmetinde bulunmuş bu Devleti ve Milleti Ebediyyen Payidar Eylesin.

Amin!