Yeni Fetih, Yeni Fetih Gazetesi,

Türkiye'nin ve İslam Dünyası'nın Güvenilir Haber Sitesi

  • Dolar
  • Euro
  • GR ALTIN
  • ÇEYREK

MİLYONLARIN GÖZDE FİLMİ ÇAĞRI

Mustafa Akkad  veya Batı’da bilinen adıyla Moustapha Akkad; Suriye’nin Halep şehrinde, 1934 de doğar. Annesi Türk asıllı, babası Araptır. Daha çocuk yaşlarda, Holywood’a yönetmen olmayı kafasına koymuştur. Ama yaşadığı yer ve maddi imkansızlıklar belini büker. Gümrükte bir devlet memuru olan babası bir gün Akad’ı karşısına alır ve “Eğer gerçekten gitmek istiyorsan, benden hiçbir yardım bekleme!” diyerek oğlunu uyarır.  Mustafa Akad kararını çoktan vermiştir. Hayallerini  anlatabilmenin en iyi yolunun, Film olduğuna inancı tamdır. 1954 yılında, on sekiz yaşına geldiğinde, bir hocasının yönlendirmesiyle UCLA’e kaydını yaptırır. Oğlunu Amerika’ya uğurlamak üzere hava alanına giden babası, Mustafa Akad’ın bir cebine iki yüz dolar, diğerine ise bir Kur’an-ı Kerim  koyar. “Sana verebileceklerim sadece bunlar.” diyerek evladını bilmediği uzun bir yolculuğa uğurlar.

Mustafa Akkad  veya Batı’da bilinen adıyla Moustapha Akkad; Suriye’nin Halep şehrinde, 1934 de doğar. Annesi Türk asıllı, babası Araptır. Daha çocuk yaşlarda, Holywood’a yönetmen olmayı kafasına koymuştur. Ama yaşadığı yer ve maddi imkansızlıklar belini büker. Gümrükte bir devlet memuru olan babası bir gün Akad’ı karşısına alır ve “Eğer gerçekten gitmek istiyorsan, benden hiçbir yardım bekleme!” diyerek oğlunu uyarır.  Mustafa Akad kararını çoktan vermiştir. Hayallerini  anlatabilmenin en iyi yolunun, Film olduğuna inancı tamdır. 1954 yılında, on sekiz yaşına geldiğinde, bir hocasının yönlendirmesiyle UCLA’e kaydını yaptırır. Oğlunu Amerika’ya uğurlamak üzere hava alanına giden babası, Mustafa Akad’ın bir cebine iki yüz dolar, diğerine ise bir Kur’an-ı Kerim  koyar. “Sana verebileceklerim sadece bunlar.” diyerek evladını bilmediği uzun bir yolculuğa uğurlar.  

İslam’ın doğuşunu anlatan 1976 yılında çekilen, Çağrı filminde yönetmen, özellikle Amerikan kamuoyunu dikkate alır. Böylece onlara kendi mantıkları ve dilleriyle hitap eder. Filmin bu kadar dikkat çekmesinde yaklaşımının muhakkak ki katkısı vardır. Gösterime girdiği dönemde çok sayıda kişinin Müslüman olmasına vesile olan filmin teknik problemleri vardır, Ama Çağrı, o döneme kadar İslam dünyasının sinema ile kendini en iyi anlatma biçimini ortaya koyar.

Burhan amcamın beni sinemaya götürdüğü, beni etkileyen ilk filmdir. Kızımın Bilalin üzerine taş konulduğu sahnede ağlamasını, Habeşistan kralının müthiş sahnesini, her yıl ramazan aylarında izlememe rağmen unutamam.

İki yıl sonra Mustafa Akad, diğer filmi için yeni kaynak arayışına girer. Bu defa Libya’nın kapısını çalar, diğer taraftan cevap verecek isim Muammer Kaddafi’dir. İtalyanlara karşı özgürlük mücadelesi veren Libyalı lider Ömer Muhtar’ın anlatıldığı Çöl Aslanı filmi için kaynak bulması çok da zor değildir. Ne de olsa yönetmen, bir önceki çalışmasıyla başarısını ortaya koymuştur. Filmin çekimini sorunsuz atlatan Akad, dağıtım esnasında Kaddafi’den destek aldığı gerekçesiyle sıkıntı yaşar. Mustafa Akad, zorluklara rağmen çektiği bu iki başarılı filmin ardından ne yazık ki hedeflerinden taviz verir. Kafasında İslam tarihine ait anlatacağı birçok senaryo vardır; ama finans bulmakta sorun yaşamaktadır. Sektörün içinde varlığını sürdürebilmek adına içinde lanetlenmişliğin, cadı olgusunun ve bir nevi terörün var olduğu Halloween filmlerini çekmeye başlar. Amerika’da bir yapımcı olarak adını duyurması da daha çok bu çalışmaları ile mümkün olur; fakat Akad, yaptığı bu tarz filmlerden memnun değildir. Hatta bunları izlemek üzere sinemaya giden insanları anlamakta zorlanır. Zamanının büyük bir bölümünü bu çalışmalara ayırır; ama asıl tercihi, epik, tarihsel filmler çekmektir. Senaryosunun dahi yazıldığı bu filmlerin başında Selahaddin Eyyubi ve Haçlı Seferleri vardır. Osmanlı tarihinden de etkilenen Mustafa Akad’ın diğer bir projesi ise İstanbul’un Fethi’ni filme aktarmaktır. 1990 yılında Türkiye’ye gelen yönetmen, geniş çekim platoları yapıldığı takdirde çekeceği film için yeterli finansal desteği bulamaz.

11 Kasım 2005 tarihinde Ürdün’de atılan bombalarda önce kızı Rima Akkad Monla vefat eder, ardından Akad hastanede hayata gözlerini kapar. Amerikan film sektöründe var olmayı başaran ilk, ve belki de tek Müslüman yönetmen de böylece ebedi istirahatine yol alır. Amman’daki terör saldırısın da ağır yaralanarak vefat eden Mustafa Akad’ın ölümü kadar, hazin olan ise, İslam dünyasına bu kadar fayda sağlamış bir yönetmenin, yine İslam adına yapılan bir eylemde vefat etmesidir. El kaide, Mossad ajanlarını hedef aldığını söyleyerek; Akkad ailesinden özür diler

Film ilk olarak Fas da 1976 yılında çekilmeye başlanmıştır. Hz. Muhammed’in hayatının sinemada gösterilmesinin uygun olmayacağını düşünen pek çok kesim, Fas Kralı’na baskı yapınca, Kral, Akkad ve ekibini sınır dışı etti. Finansörlerin de filmden desteğini çektiği ve ümitlerin tükendiği sırada ise filmin tamamlanması için kaynak sağlayan Kaddafi oldu. Hatta Bedir Savaşı sahnelerinde, Libya ordusundan askerler de rol aldı. Filmde 28 ayrı ülkeden oyuncu ve elemanla çalışıldı.

Ebu süfyanın zevcesi, Hamzanın kalbini söktüren hindli kadın, İrene PAPAS bir yunanlıdır.  Ama hem O, hemde Anthony Quinn in oynadığı bu film sonrası bir çok insan, Müslüman olmuştur. Anthony Quinn “İslama karşı saygım bu film sonrası daha çok arttı” diye açıklama yapmıştır.

Dönemim Mekkesi’nin Film setinin yapımında; 300 kişi çalıştı. 4,5 ayda tamamladı.

Çağrı filminin unutulmaz müziklerini,  Fransız bestekar Maurice Jarre tarafından bestelenmiştir. Film sonrası bir röportajda “Filmin  vermek istediği mesajı ve o dönemlerin atmosferini daha iyi yaşayabilmek için ; yönetmen Mustafa Akkad’tan film çekildiği çölde kendilerinin kalabileceği bir yer istediğini söylemiştir. O yılın film müziği oscarı, tüm halkın ortak beğenisi Çağrı filmi olsa da,” tepkiye yol açar” diyerek Star wars’a verilmiştir.

Filmde, Hz. Hamza’yı şehit eden Vahşi rolünde ki Gana’lı Salem Gedara, Hz. Hamza’yı şehit ettiği için ülkesinde iş bulamamış ve tehditler almıştır. Halen hayatta olan ve tanınmamak için saçlarını uzatan Gedara, asıl mesleği olan elektrik teknisyenliği yapmaktadır.

Mustafa Akkad ile yapılan bir röportajda Çağrı Filminden sonra yaşadığı ilginç bir anıyı şöyle paylaşıyor: “Film çekildikten bir kaç yıl sonra “Vahşi” rolündeki Salem Gedara beni aradı. Ve bana hakaretler etmeye başladı.

Ona ne olduğunu sorduğumda bana, Hz. Hamza’yı filmde öldürdüğü için insanların ona sokakta saldırmaya başladığını söyledi. Bu durum bir hayli ilginçti.”

Bu anı dahi filmin insanları ne kadar etkilediğini açıkça ortaya koyuyor. Bir diğer ilginç anekdot ise oyuncuların kendini role çok kaptırmaları sonrasında ortaya çıkar. Vahşi’nin Hz. Hamza’yı öldüreceği sahne tam 5 defa tekrarlanır.Oyuncular kendilerini role o kadar motive etmişlerdir ve Hamza karakterini o kadar sevmişler ki bir yerden sonra Vahşi’ye gerçekten aralarından geçmesi için izin vermemeye başlarlar. Yani gerçekten Hamza’yı korurlar.

Hz Muhammedin hayatını konu alan filmler yine çekilecektir. Hatta Kenan İmirzalıoğlunun oynayacağını duyduğum diziler. Ancak hiçbiri bana Çağrı ( The Messages ) kadar net bir mesaj veremeyecektir.

Dünya bu çağrıyla tekrar uyanmıştır.


HABERE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor
yukarı çık