Binalar ile Tarımsal Üretim Sarmalının-Paradoksunun Kaliteye ve Geleceğimize Etkileri

Binalar ile Tarımsal Üretim Sarmalının-Paradoksunun Kaliteye ve Geleceğimize Etkileri

Bahsi geçen konuların gelişim sürecinde, örnek olması açısından şimdiki Bağımsız Devletler Topluluğu'nun SSCB dönemi önem taşımaktadır. Konuşulan diller, Rusça, Türkçe, Ermenice, Gürcüce vs. Yaşanılan dinler, Hıristiyan (Ortodoks), İslam (aynı yıllarda Moskova'da cami mevcut olup, ezan okunup namaz kılınmaktadır).

İnsan çeşitleri, Ruslar, Ukraynalılar, Türkler, Fin-Uğr'lardır

Ulaştırmada akarsulardan yararlanıldı, 22 milyon km2'lik ülkede (Türkiye'nin 28 katı büyüklüğünde) 1960'da demir yolları 120 bin km.dir. 1920'lerde kendi ürettikleri yolcu çaklarını kullandılar....

Günümüzde Rusya, bizden sebze-meyve alırken, hormonluları bize iade etmektedir... Bizdeyse, hormonlu gıda bol üretildiğinden, ucuz satış nedeniyle talep görmektedir.

İnsanımız aynı zamanda ucuz üretilmesi ve ucuz satılması nedeniyle genellikle hormonlu tavuk etleriyle de beslenmektedir.

Kalite bilinci önemsenmediğinden ve kalite için küçük teşebbüslerde yüksek maliyet etkisi nedeniyle ferdi üretim zorlaşmaktadır. Dolayısıyla, hormonla çoğalması sağlanan gıdaların ucuza üretilip satılmasıyla da, zenginin daha da zenginleşmesi sonucunu doğurmaktadır.

Doğal tatdan mahrum gıdalar hakkında kalite bilinci olmadığından, tüketilmesiyle insan sağlığı tehlikeye atılmaktadır.

Aynı zamanda, doğal tat olmayan yiyecekler, insan zihnine de zarar verdiğinden, muhakeme ve mukayese gücünün zayıflamasıyla, tedbirli davranma melekesi de zayıflayacağından, ırk soyunun da yozlaşacak duruma gelmesine yol açmaktadır.

İmar kapsamı dışındaki araziler, "tarla benimdir" mantığıyla arsalara dönüştürülerek, tarımsal hayvansal ürün yetiştirilmek yerine, binalarla-beton ve demir yığınlarıyla heba edilmektedir. 'kanal istanbul' hayalinin gerçekleştirilmesi sonrası, Trakyanın verimli topraklarının yarısına yakını, zaten sular altında kalacak kısmı haricinde, binalarla dolup taşacaktır....

Peki, ne yapılmalı?

Öyle bir cihaz geliştirilmelidir ki, onunla gıdaların üzerine ışınlama yapıldığında hormon seviyelerini gösterebilmeli ve fiyatlarını etkileyebilmelidir.

Ekilmeyen veya ekilse de piyasa etkisi oluşturmayan, mirasla küçültülmüş araziler kamulaştırılarak-el değiştirerek-kiralanarak/ihale edilerek, köy-kentlerde, beldelerde, ilçe ve şehirlerde mülki idare amirlerinin kontrolunda şirketler oluşturulup desteklenerek, 'kaliteli-bol ürün' elde edilecek şartlar sağlanmalı. 'Köykent'liler başta olmak üzere, insanımız bu şirketlerde sigortalı çalışarak sosyal güvenceye de kavuşacak duruma gelmelidirler. Aksi halde, bu gidişle demografik yapımızı hep yeniden düzenlemek adına, daha çoook Suriyeli vs. ithal edecek duruma geleceğiz...

İhsan BABÜR